İnsanı rüzgar önündeki yaprak kadar aciz gören ve bütün
fiilleri Allaha nispet eden itikadi görüştür
Cebriyye.
Bu görüşe sahip olan bir kişiyle insan fiillerini insanın
kendisine nispet eden mütezile mezhebine mensup olan bir kişi arasında şöyle
komik bir diyalog geçer:
Cebri: Geçen gün sizin eve geldim ancak seni evde bulamadım.
Mütezili: Peki söyle bakalım sen kendi iradenle mi buraya
geldin yoksa seni Allah mı gönderdi?
Cebri: Tabi ki Allah gönderdi.
Mütezili: Madem ki Allah gönderdi, Allah benim evde
olmadığımı bilmiyo muydu da seni gönderdi?
Diyaloğun burada kesildiğine bakılırsa cebri vatandaşın kalp
spazmı geçirerek ölmüş olabileceğini ihtimaller arasında bulundurmakta fayda
var.
Diyelim ki cebri vatandaş gibi düşündük.
O zaman Allaha noksan özellikler izafe etmiş olmaz mıyız?
Çünkü isnat ettiğin eylem Allahın
sıfatlarına
yakışmıyor.
Yanlış mıyım?
Sen hem yaptığın her şeye Allah yaptı de hem de her namazda
onu bütün noksanlardan tenzih et. (Bkz: her secdede: "Sübhane
Rabbiye'l-ala" deriz. Anlamı: Ey
Yüce Rabb'ım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim.)
Çelişkiye bak hele sen.
İşte batı aleminin İslam deyince akıllarına gelen ilk temel
felsefe ve geri kalışımızı açıklamak için buldukları en ezik itikadi görüş bu
arkadaşlar.
Haydin Selametle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder